24 Şubat 2008 Pazar

Vista Kullanıcıları Dava Açabilecek

ABD'nin Seattle şehrinde bir yargıç Vista capable (Vista uyumlu) etiketiyle satılan ancak çok düşük sistem özelliklerine sahip bilgisayarlar nedeniyle tüketicilerin dava açabileceğine karar verdi.

Davacılar Vista katılım programına katılmamış da olsalar dava nedeni olarak tüketicilerin Vista uyumlu etiketiyle aldıkları bilgisayarları ancak alt seviye Vista sürümleriyle kullanabildiklerini göstermişler.

Umarım bu konu diğer yazılım üreticileri için de örnek olur.

Günümüzde minimum sistem gereksinimi kavramı yazılım şirketleri tarafından kötüye kullanılmakta. Çalışmayacağını bildikleri halde pek çok yazılımın çok düşük konfigürasyonlarda çalışacağını gösteriyorlar. Bunun sonucu olarak pek çok kullanıcı yazılımı aldıktan sonra donanım yükseltmesine gitmek zorunda kalıyor. Bunun en önemli nedeni de yazılım üreticilerinin hiç bir kod optimizasyonu yapmadan en yeni donanım özelliklerine göre üretim yapmaları. Finansal kaygılar ile alelacele piyasaya sürülen yazılımlar haliyle ne düzgün bir kod optimizasyonu ne de hata giderimi sürecinden geçmiyor.

Tabi burada talep kanadında yani tüketicilerin büyük hatası bulunmakta. Şişmiş veya hatalarla kaplı yazılımları satın alarak daha sonra çıkacak servis paketleri, güncellemeler gibi ucu açık çözümlere razı oluyorlar.

Sonuç olarak kimse kilometrede 1 litre benzin yakan veya kapısı kapanmayan bir araba almayacağı gibi kötü tasarım süreçlerinden geçmiş yazılımları da almamalı.

16 Şubat 2008 Cumartesi

Gerçekten Ücretsiz MP3, Polyphonic ve gerçek ses cep telefonu melodileri

Normalde böyle siteleri paylaşmayı pek tercih etmiyorum ancak bu site gerçekten ücretsiz ve kaliteli zil sesleri sunmakta.

http://www.ldmstudio.com/tonuri/

Site İngilizce ama kullanımı kolay. Böyle sitelerin ömrü çok uzun olmuyor bu nedenle hemen bakmanızda fayda var.

12 Şubat 2008 Salı

Intel'e Baskın

Rekabet yasalarını çiğnediği gerekçesiyle Intel'in Münih'teki ofisine baskın düzenlendiği Intel yetkililerince açıklandı.

Rebate denilen ve ülkemizde uygulanmayan satış yöntemini (ürünü alırken ödediğiniz paranın bir kısmını ileride nakit veya avantaj hakları olarak geri alıyorsunuz) kulllanan Intel, AMD tarafından daha önce şikayet edilmişti.

Konu hakkında 11 Mart tarihinde gizli bir duruşma yapılacak. Eğer suçlu bulunursan Intel yıllık gelirinin %10 kadar ceza ödemek zorunda kalabilir.

9 Şubat 2008 Cumartesi

Facebook'a Yabancı Dil Desteği Geliyor

Şu anda sadece İngilizce yayın yapan Facebook 11 Şubat'tan sonra İspanyolca olarak da izlenebilecek. Almanca ve Fransızca'nın da yakın zamanda kullanıma sokulması planlanıyor.

İspanyolca!nın neden tercih edildiği belirtilmese de ABD'deki geniş Latin kökenli vatandaşların dikkate alındığını tahmin ediyorum.

Sitenin kurucusu olan Mark Zuckerberg site üyelerinin artık %60 oranında ABD dışındaki ülke vatandaşlarından oluştuğunu ve en başından beri uluslar arası desteği sunmayı planladıklarını belirtmiş. 2004 yılında kurulmuş bir sitenin daha yeni yabancı dilde yayına başlıyor olması ve Facebook'un genel olarak korumacı yapısı göz önüne alındığında bunun gerçekçi bir açıklama olmadığını söyleyebilirim.

11 Şubat'tan itibaren İspanyolca konuşulan ülkelerden Facebook'a girenler siteyi İspanyolca görmeye başlayacak.

Çok yakın zamanda Facebook'u Türkçe olarak da yayın yaparken göreceğimize şüphem yok. Zira internet'in pek çok alanında esamemiz okunmazken bu tür sosyal iletişim, sohbet ve benzer içerikli programlar Türkiye'den gelen ilgi nedeniyle sahiplerinin kayıtsız kalmasını olanaksız kılıyor.

Kısaca bir açıklama da çeviri programı hakkında vererek yazımı bitireyim. Çeviriler oylama usülüyle yapılmakta. Çevirmenler terimler veya cümleler için gönderi yaptıktan sonra alternatifler kullanıcılar tarafından oylanıyor ve en çok oyu alan çeviri sitede kullanılmaya başlıyor.

5 Şubat 2008 Salı

Google Karşı

Google'ın daha önce başka bir olaya böyle bir tepki verdiğini görmediğimi belirterek yazıma başlayayım. Konu tabi ki Yahoo'nun Microsoft tarafından satın alınma çabaları. Farklı açıklamalarla olaya tepki koyan Google buradan okuyabileceğiniz resmi blogundan da tepki vermiş.

Türkiye'de Microsoft hayranı olmayan azınlıktan olarak Google'ın bu tepkisi bana bile ağır geldi. Microsoft için uygunsuz, illegal, düşmanca türünden ithamlar yapılmış.

Olayın her zaman olduğu gibi pek çok boyutu bulunmakta. Örneğin Google, Yahoo ve Microsoft daha önce pek çok siteyi satın aldılar. (delicious, blogger, flickr, youtube, feedburner, jellyfish, facebook(hisse), ...) Satın aldıkları sitelerin rakipleri onlar aleyhinde bu tarz bildilerileri yayınlamadı. Halbuki Google Microsoft'u kendi bünyesine kattığı siteleri hizmetlerinde kullanmaya ve entegre hale getirmeyi hak bildi.

Daha önemli boyutu bunun iki şirket arasındaki ilk ciddi çekişme oluyor olması. Zira daha önce Microsoft internet pazarına, Google ise yazılım piyasasına ciddi olarak girmemişti. İki şirket arasında tartışma yaratabilecek ürün Microsoft'un Office'i ve Google'ın Docs'uydu. Bu bile farklı kullanım nedeniyle en azından şimdilik gündemden düşmüş durumda.
Ancak Microsoft gittikçe büyüyen ve sektörü web üzerindeki uygulamalara kaydıran Google'a karşı bir hamle olarak Yahoo'ya talip oldu. Burada çeşitli soru işaretleri var. Google niçin kendinden daha küçük bir şirketin internet piyasasında başarısız bir şirket tarafından alınmasına tepki veriyor? Öte yandan Microsoft başarısız olduğu bir piyasada kendinden daha iyi durumda bile olsa bir şirketi alıp nereye nasıl taşımayı planlıyor? Google verdiği ücretsiz hizmetlere açık internet, özgürlük gibi payeler verirken elde ettiği reklamların, kullanıcı bilgilerinin ve bunun gibi kar amaçları işlerini görmüyor mu?

Google Microsoft'un tekel oluşturarak kalitenin düşmesine neden olacağını söylüyor. Bu satın alma sonunda Microsoft'un geçici bir süre kısmi tekel oluşturacağı bir gerçek. Ancak eğer Google'ın söylediği gibi kalite kaybı olması durumunda Google bu olaydan karlı çıkan şirket haline bile gelebilir.

Sonuç olarak bu olaydan şimdilik çıkartabileceklerimiz Microsoft'un artık iyice büyümüş Google'ı ciddi rakip olarak görmesi, web uygulamalarında daha etkin olmak istemesi ve Google'ın olası Microsoft-Yahoo birleşmesini kendi hakimiyetine bir tehdit oluşturduğunu düşünmesi olabilir.

Önümüzdeki günler hareketli geçecek gibi gözüküyor. Satış olursa Google'ın açıkça belirttiği yasal yollara başvurması ile bu süreç çok uzun zaman da gündem de kalabilir.

4 Şubat 2008 Pazartesi

ABD'de Analog Karasal TV Yayının Son Yılı

Öncelikle Türkiye ile çok ilgili bir haber olduğunu belirteyim. Bunu da yazımın ilerleyen kısmında belirteceğim.

Analog karasal yayın bildiğimiz TV anteni ile yapılan yayınlara verilen isim. ABD 1 sene sonra yani 17 Şubat 2009'dan itibaren tüm yayın istasyonları yayınlarını analogdan dijital (sayısal) yayına çevirecek. Hemen belirteyim bunun kablo veya uydu yayını ile bir ilgisi yok. Yayın yine yerdeki istasyonlardan yapılıyor.

Böylece mecburi sayısal karasal yayın (diğer adıyla digital terrestrial, DDTV veya DDT) devri başlamış olacak. Kuzey Amerika'da ATSC formatında yapılacak yayın ile daha fazla kanal ve daha yüksek kalite ile yayın yapmak mümkün olacak.

Mevcut analog yayın frekanslarının ise tekrar ihale ile başka amaçlar için pazarlanması planlanıyor.

Bir çok Kuzey Avrupa ülkesi geçişi tamamlamış durumda.

Pek çok ülke de 2010 yılına kadar sayısal yayına geçmeyi planlıyor. Avrupa'da ve ülkemizde DVB-T formatı kullanılıyor. Türkiye'de henüz test aşamasında ve sanırım maliyet nedeniyle daha uzun süre geçilmesi mümkün olmayacak. Ülkemizde kablo veya uydu platformlarına abone olmayan pek çok kişi halen karasal yayını kullanmakta.

Tabi bunun büyük bir dezavantajı bulunmakta ve bizi de ilgilendiren kısmı burada başlıyor. Bu yayını özellikle eski TV'lerin mevcut alıcıları alamıyor zira yayın dijital. Bu nedenle dijital set top box dönüştürücü cihazlarını televizyona bağlamak gerekiyor. (Bazı durumlarda antenin de değişmesi gerekiyor)

Söz konusu durum ülkemizde de bir süre önce gündeme gelmiş ve herkesin bu cihazları 100$ gibi bir rakam ödeyerek alması gerekeceği haberleri yayılmıştı.

İşte bu noktada sosyal devlet gereği ABD Ticaret Bakanlığına bağlı NTIA ABD vatandaşlarına 40$ değerinde kuponlar dağıtmaya başlamış. Bu adresten bilgi alabileceğiniz sistem öncelikle 22.5 milyon adet, bunlar yetmezse 11.25 milyon ilave kupon dağıtmayı hedefliyor. Böylece televizyon değiştirmeye, uydu veya kablo yayınına geçmeye durumu elvermeyen vatandaşların televizyon seyredebilmeleri hedefleniyor.

ABD gibi sosyal devlet statüsü sıkça tartışılan bir ülkede dahi vatandaşların hakları düşünülürken ülkemizde "seyredeceksen öde canım" mantığıyla konuşmalar yapanlara kapitalizmin kalesinden güzel bir cevap olmuştur sanırım.

Demokrat diye geçinip görüntü kirliliği kispesi altında esasen denetim yapılamaması nedeniyle uyduları yasaklamaya çalışanların da olduğunu ve bu uygulamanın Çin, İran, Saddam'ın Irak'ı gibi ülkelerde olan bir uygulama olduğunu hatırlatarak yazımı sonlandırıyorum.

2 Şubat 2008 Cumartesi

Macbook Air "İnce ve İşe Yaramaz"

Apple Macbook Air duyuralı bir kaç hafta oluyor. Çok beğenildiğine dair bir yazı okuyunca hakkında yorum yapma ihtiyacı duydum. Ürünün en büyük özelliği en kalın yerinin dahi 2 santimetrenin altında olması. Ancak görünen o ki tüm olayı da bu.

Apple pek çok şirketin yaptığı gibi abartıyı fazla kaçırınca anlamsız bir ürünü piyasaya sürmüş olmuş.

Tasarım yönünden pek çok olumlu yorum alan Apple yeni dizüstü ürünü ile yine görünüme önem vermiş. Ancak buna o kadar odaklanmış ki gözü dönmüş bile denilebilir.

Örneğin bu laptop'un bir optik okuyucusu yok. CD ve DVD'lerinizi  ancak birlikte gelen harici okuyucu ile kullanabiliyorsunuz. İşlemcisi ve sabit diski neredeyse üretimden kalkacak derecede yavaş. Hard disk o kadar yavaş ki (4200 rpm) sanırım piyasada bu hızda başka bir laptop veya notebook bulunmuyor.

Sadece ve sadece bir USB portu bulunuyor. RAM'i sabit olduğundan upgrade yapılamıyor (2GB olması nedeniyle bir nebze kabul edilebilir) ve pil kullanıcı tarafından değiştirilemiyor.

Cihazda ethernet portu ise bulunmuyor. Yani kablosuz bağlantıya mahkumsunuz.

Fiyatı ise daha iyi özelliklere sahip iki dizüstü bilgisayar alacak kadar yüksek.

Kısacası sanırım Apple sansasyon yaratmak ve en ince bilgisayar bu demek için üretmiş. Ne kullanması gerektiğini bilen kimsenin bu cihazı alacağını sanmıyorum.

Umarım başka şirketler de Apple yaptı biz de yapalım diye bu yola girip kendilerini zarara sokmazlar.

1 Şubat 2008 Cuma

Microsoft'tan Yahoo İçin 45 Milyar Dolar - "Nakit"

Bugün Microsot'tan gelen açıklama piyasa fiyatının %60 üzerinde bir rakam ile Yahoo'ya talip oldukları haberini gündemin ortasına oturttu.

Microsoft Yahoo hisselerine talip olarak online alanda gücünü artırmayı hedefliyor. Google adını belirtmeden rekabet etmenin güçlüğünden bahseden Microsoft bu birleşmenin iki şirket için de iyi olacağını ifade ediyor.

Nakit olarak 45 milyar dolar gibi bir rakamı ödemeye hazır olduğunu açıklayan Microsoft'a Yahoo'dan henüz net bir cevap gelmedi. Microsoft daha önce de Yahoo'ya talip olmuş ancak red cevabı almıştı.

Bu satın alma gerçekleşirse Microsoft'un şirket satın almak için ödediği en büyük miktar olacak. Microsoft daha önce online reklam şirketi Aquantive'i 6 milyar dolara satın almıştı.

Bu teklifin Yahoo'nun zor bir anında (1000 kadar işten çıkartma yapacağını duyurmasından sonra) yapılması Microsoft'un fırsat kolladığını gösteriyor. Bir diğer değişle Microsoft online pazarda yer bulmaya ciddi olarak önem veriyor.

Esasen bu durum da Google'ı bir kez daha haklı çıkartıyor.

 

Henüz derinlemesine bir inceleme yapamamama rağmen ilk öngörüm bu birleşmenin iki şirkete de bekledikleri gibi bir fayda sağlamayacağı yönünde.

Microsoft ve Yahoo treni çok uzun zaman önce kaçırdılar. Yahoo ücretsiz posta hizmetini tırpanlayıp, Microsoft da Hotmail ile başarısız sayılacak bir deneyim yaşadıktan sonra insanların online pazarda bu iki şirkete olan ilgileri azaldı.

Google ise geriden gelmenin avantajı ile işi sıkı tutarak diğer tüm rakiplerini bir bir geride bıraktı.

Microsoft Messenger dışında online olarak bir varlık gösteremiyor. Buna rağmen yetersiz MSN portalı üzerinde ısrar ediyor. Yahoo ise Flickr gibi hizmetler ve idare eder durumdaki posta hizmeti, delicious ve diğer bazı hizmetleri ile ayakta durmaya çalışıyor.

Ancak Microsoft'un online pazarda başarısızlık üstüne başarısızlık getiren politikaları ve webi paket program gibi gören anlayışı yüzünden Yahoo'nun artılarının da eksiye döneceğini düşünüyorum. Hele ki "Microsoft ürünü ondan bunu kullanılım" diye her yerde Microsoft tarzı grafikler, yazılımlar, web altyapısı kullanmaya kalkarlarsa durumu aceleyle çıkartılacak ve her yerine Yahoo linkleri döşenmiş Windows'lar çıkana kadar sürdüremezler bile.

Buradan iki şirkete ücretsiz tavsiyem. Microsoft kullanıcılarını akılsız sanmayı, Yahoo ise nitelik yerine niceliğe önem vermeyi bırakmalı. Aksi takdirde Google ile bile birleşseler bir yere varamazlar. Bu konuları birleşmeden yapabilseler Google'ı önlerine geçirtmezlerdi.